6 Ekim 2013 Pazar

Avusturya-Lihtenştayn-İsviçre Bisiklet Turu 4





Sabah uyanınca karşımızda bu manzarayı bulduk. Karanlıkta farketmemiş olsak da marina gibi bir yerde uyumuşuz.







Hemen yanımızdaki çitlerin ardında da sahil güvenlik varmış. Küçücük gölde sahil güvenlik birimi kurmaları çok garip gibi olsa da göldeki yat yoğunluğu bunu zorunlu hale getiriyor. Zengin insanların da pahalı zevkleri oluyor sonuçta.

Şortumu giyip duş niyetine biraz yüzüyorum. Daha sonra kahvaltı yapmaya gidiyoruz. Ali Mc Donalds'tan birşeyler alıyor. Ben de marketten birşeyler uyduruyorum. Kahvaltı sırasında da bir yandan rotayı konuşuyoruz. Sonunda Zürih'te gündüz gözüyle bir tur atıp Kuzeyde Almanya sınırında Ren nehrinin genişleyip oluşturduğu göle doğru gitmeye karar veriyoruz. Kısa bir tur ve kartpostal merasiminden sonra yola çıkıyoruz.




Yolda öğle yemeği için durduğumuz markette bunları gördük. Adının biberli olduğuna bakmayın. Aslında fındık ezmesi dolgulu tatlı bir şey.

Yine aynı markette İsviçre peynirlerinden birinden alıp tadına bakmaya karar verdik. Rastgele bir peynir gösterip görevli kadından 50 gr vermesini rica ettim. Kadın peyniri paketlerken bir koku yayıldı ortalığa. İkimiz de o kokunun peynirden geliyor olabileceğine ihtimal vermiyoruz. Lağım patladı, et reyonunda et çürüdü gibi şeyler geçiyor aklımızdan. Görevli kadın paketi hazırladı uzattı. Koku iyice keskinleşti. Korkarak aldım. Emin olmak için paketi kokladım. Evet o leş kokusu peynirden geliyordu. Sanki sütü ölü inekten sağılmış gibiydi. Pizza dolabından pizza seçiyor gibi yaparken peyniri oraya bıraktım çıktım. Peynir hevesimiz de böylece kaçmış oldu.




Bugünkü rotamız biraz tırmanışlı. 100-150 metrelik tepeler inip çıktık. Bu fotoğraf da tepelerin arasında içinden geçtiğimiz köylerden birinde çekildi. 




Başka bir tepedeyiz. Bunu inip karşı tepeye tırmanacağız. Karşıda görünen tepe son tırmandığımız tepe olacak.




Ve son tırmanışı da bitirdik. Ali'nin bu fotoğrafı çektiği yerde durum değerlendirmesi yapmak ve su içmek için mola verdik. Bende susuzluktan ve güneşten dolayı hafif bir baş ağrısı var. Sohbet ederken hemen yandaki çite yaslandım. 1-2 saniye geçmişti ki çaat! diye bir ses geldi ve acıyla zıpladım. Meğer yaslandığım çitte elektrik varmış. Buralarda köylünün hayvanlarını otlatacağı ortak bir alan yok. Herkes kendi arazisini çitle çevirip içinde hayvanlarını otlatıyor. Çok yağmur yağdığından otlar çok oluyor ve geniş arazilere ihtiyaç duymuyorlar. Şoku atlattığımda elektrik sayesinde baş ağrımdan da kurtulduğumu fark ettim.




İnişe geçerken Sırayla birbirimizin fotoğrafını çektik. Karşıda görünen bina Liebenfels Kalesi. 13. yy'da yapılmış. Dışarıdan çok güzel görünmese de içi gayet güzel. Bu linkten kalenin içinden, bu linkten de kalenin bahçesinden fotoğrafları görebilirsiniz. 



İnişe ilk başlayan ben oldum. İnişin tadını çıkarmak için frene dokunmadan bisikletimi bıraktım yolun eğimine.




Fotoğraftaki dönüşe oldukça hızlı girmiştim. Ancak rahatça alabilirdim virajı. Yine de viraja dıştan içeri girerek sürprizlerin önüne geçmek istedim. tam bisikleti yatırmış virajı alıyordum ki buradaki resimde görünmeyen virajı u şekline tamamlayan devamını gördüm. Frene basmak için çok geçti. Devrilmeden virajı alabilmeyi umarak biraz daha virajın içine doğru yatırdım bisikleti. Ancak bisiklet yavaş yavaş yolun dışına doğru gidiyordu. Virajın sonuna yaklaştığımda artık yolu da sınırlayan şerit çizgisinin üstündeydim. Ciddi bir kazaya 3-4 parmaklık bir mesafe kalmıştı. Neyse ki virajı sağ sağlım tamamlayabildim. İlk işim hız göstergesine bakmak oldu. 63 km/sa yazıyordu ekranda!




Önce elektrik çarpması arkasından bu adrenalin patlaması... İnişin sonunda yüzümde aptal bir ifadeyle böyle oturup kaldım. 




İndiğimiz yerde göl kenarında güzel bir köy karşıladı bizi.




Gölün kenarından devam ederken bu kamp yerini gördük. Suyun içindeki oyuncaklar, çimenler, insanların ruh hali... Hepsi harikaydı. Kişi başı 7.5€ istediler. Burada kalmak istedik ancak çadırımızı beğenmediler. "Üzgünüm kural kuraldır." sözleriyle uğurlandık. Karşıki tepelerin Almanya olduğu buram buram hissediliyordu.




Az ilerde başka bir köye geldik. Şimdiye kadar gördüklerimizden daha güzel bir köydü. Uyumak için okulu gözümüze kestirdik yine. Okulun bahçesine dalınca futbol sahası, tenis kortu derken gölün kenarındaki bu şirin kafeye kadar geldik. Sahibi puştluk yapıp 1 İsviçre Frangı = 1 Euro tarifesi uygulayınca kafen de senin olsun gölünde deyip gitme taraftarı oldum ama Ali aklıselim davranıp durdurdu beni. Birer yorgunluk birası içtik.




Günbatımında güneşi böyle selamladık.



Akşam yemeği için köyün merkezine doğru gittik. 2000 nüfuslu bu köyle iki tane dönerci vardı. Biri yeni kapanmıştı. Diğerine gittik. Bu dükkan hem dönerci hem bardı. Her halinden Türk olduğu anlaşılan teyzeye Türkçe bir şey söyleyince kafayı sallıyor. Anlamıyor gibi yapıyor. İngilizce söylüyoruz gerçekten anlamıyor. Zar zor Almanca sipariş verdik. Yemeğimizi yerken televizyondaki şeylerin geyiğini yapıyoruz. Dükkan sahibi amca zor tutuyor kendini gülmemek için. En son dayanamadı girdi muhabbete. Biraz sohbet edince barda taşkınlık olayları çok sık yaşandığı için Türklerle muhattap olmadığını söyledi. Gecenin sonunda kiloluk rakı çıkmıştı piyasaya... Bardan soğuk su hediyemizle çıktık. Köyün çıkışında küçük bir parkta sızıp kaldık.


Sabah parkın çimlerini biçmeye gelen dayı bizim yattığımız yerden uzak uzak bizi rahatsız etmeden çim biçmeye çalışıren uyandık. Böyle bir manzara vardı. Karşısı Almanya.



Kahvaltı yapıp, gölde duş alıp aynı gölün kıyısında yola devam ederek turu başladığımız yerde bitirmeyi planlıyorduk. Ancak göle girdikten sonra planlar değişiverdi. Burada bir gün daha kalmaya karar verdik.



Erken geldiğimiz için plaj daha hareketliydi bugün. Ayrıca kürek kulübünün eğitimini gördük. Bir teyze de durgun suda sörf tahtasının üstünde ayakta dururken kürek çekerek dolandı biraz etrafta.


Akşam yine aynı döner bara gittik. Barda bu cins bir köpek vardı. Hayvan dört ayak üstünde bara yetişebiliyordu. (German Mastiff) 


Son gecemizde yine aynı parkta uyuduk.


Kesilmiş çimlerin üstünde.



Sabah Ali yine erken uyanmış. Ben hala uyuyorum güneşin altında. 



Çok geçmeden toparlanıp yola çıktık. 20km ilerdeki Almanya'nın Konstanz şehrine gidip trene bineceğiz. 



Yine çok güzel köylerden geçiyoruz. 



Ve sınır kapısındayız. Bu İsviçre'den son fotoğrafımız. 



Konstanz'da da uygun fiyata karnımızı doyurduktan sonra trene binip Münih'e doğru yola çıkıyoruz. Ve turumuz bitiyor.

Sonuç olarak çok güzel bir tur oldu. Bir sonraki sefere uygun kıyafet seçimi ve kamp mutfağı malzemeleriyle dağların içine doğru gitmeyi de çok istiyorum. 

Bu tura bir tur bisikleti bir yol bisikletiyle çıktık. İkimiz de önceden dağcılık yaptığımız için az eşyayla etkinlik yapmaya aşinaydık. O yüzden 2 heybe ve bir sırt çantası rahat rahat yetti bize. Bisikletleri de değişerek kullandık. Böylece yarım saat yük taşıyan yarım saat yol bisikletiyle dinlenmiş oldu. Yol bisikletinin sürüş pozisyonundan yorulan da yarım saat tur bisikletinin konforunu yaşadı. Hoş bir sentez yakalamış olduk.



Merak edenler için bir de malzeme listesi yazayım. 6 gün 5 gecelik bir tur için:
  • 3 t-shirt
  • 5 çorap
  • yedek iç çamaşırı
  • Yüzme şortu
  • Terlik
  • Havlu
  • Uyku tulumu
  • 4x4m ince tente. (Gerekirse bisikletleri ters çevirip çadır direği gibi kullanarak üçgen çadır yapabiliriz diye almıştık. Hem hafif (bir kilodan az) hem de uygun fiyatlıydı.)
  • Tamir seti (Pompa, yama seti, alyan çakı, yedek iç lastik)
  • Temizlik kiti (Islak mendil, sabun, deodorant) (Küçük bir şampuan alsak güzel olurmuş.)
  • Müzik çalar, fotoğraf makinesi
Benzer bir tur yapmak isteyen olursa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Yoruma iletişim bilgilerinizi bırakmanız yeterli. 

4 yorum:

  1. 4 bölümü de ilgiyle okudum, oldukça güzel bir tur olmuş. Ben buraları hiç görmedim ama şimdiden gitmiş kadar oldum. Bir gün nasip olur da gidersem rotam belli oldu.

    YanıtlaSil
  2. kralsınız abi. çok güzel bi tur olmuş

    YanıtlaSil
  3. Kardeşim süper tur olmuş :D Hala o civarda oturuyon mu bilmiyom ama Kasım'da nasıl olur orada hava. Askere gitmeden bi tur yapasım var da avusturya Almanya civarına

    Gezilerin benim için güzel rehber oldu
    Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  4. Bu önemli konu adanmış bir makale görmek güzel . Paylaştığın için teşekkür ederim.
    Avusturya paket turlar

    YanıtlaSil