11 Ekim 2012 Perşembe

Düsseldorf-Köln Bisiklet Turu

Erasmus arkadaşlarımızın beraber bir şeyler yapalım demesi üzerine bu tura karar verdik. Hem yol yapmış sayılacak kadar uzun, hem yokuşsuz hem de trafiksiz bir rota seçtik. Düsseldorf'tan Köln'e kadar Rhine nehrinin kıyısından devam eden bisiklet yolunu kullanacaktık. Yolumuz yaklaşık 40km görünüyordu. Ekip şöyleydi: Ben, Danimarka'ya ve Lüksemburg'a beraber gittiğim arkadaşım İsmail, Merve, Fransız Marie, Rus Vitaly ve Endonezyalı Hendra. Hendra hariç herkes Erasmus Öğrencisi. Hendra da almanyada yüksek lisans yapmak istiyor o yüzden Almanca öğrenmeye gelmiş. Sabah Marie için Oğuz'un bisikletini ödünç almak üzere Oğuz'un yurdunda buluştuk. Başlangıç noktamız da burası oldu.

Ekip: Soldan sağa: Ben, Merve, İsmail, Marie, Vitaly, Hendra

Geçtiğimiz yol hemen hemen böyleydi. Almanlar Rhine nehri boyunca bisiklet yolu yapmışlar. Bu yolun bir kısmını kullandık.


Yollar gayet düzgün. Şehirlerarası paten kayan insanlara rastlamak mümkün. Sık sık koşuya çıkanları da görmek mümkün.







Bu fotoğrafı çektikten hemen sonra bir çift koşarak yanımızdan geçti. Hızımızdan utanıp biraz daha hızlandık.

İlk molayı Monheim-Leverkusen arasında verdik. Hendra bisikletindeki problemler nedeniyle yorulmaya başlasa da hepimizin keyfi yerinde.


Bisikletin vites sistemindeki arızayı Türk usulü çomakla kanırtarak hallettik.

Leverkusen'den hemen önce bisiklet yolu köprüden karşıya geçiyor. Biz de geçiyoruz.

Hendra da göründü ama bisikletin gitmediğini söylüyor. Yorgunluğuna verip ikinci molaya kadar motive etmeye çalışıyoruz.

Devamında Hendra iyice yavaşladı. Merve ve Vitaly'de de yorgunluk belirtileri başlayınca ben kızları ve Vitaly'yi alıp yol üstündeki mc donalds'a gittim. 2-3km kadar yol olmasına rağmen Hendra ve İsmail 20dk kadar geç geldiler. Neşeli bir yemekten sonra tekrar yola çıktık. Ama Hendra gene arkada kaldı. Bisikletini kontrol ettiğimde arka tekeri havadayken çevirdiğimde bütün gücümle bastırmadıkça dönmediğini farkettim. Yolun da az kalmasına güvenerek antrenman olur diye kendi bisikletimi Hendra'ya verip onunkini ben aldım. Arkalarından zor bela yetiştiğim için bu arada fotoğraf çekme fırsatım olmadı.

Uzun zaman sonra ilk defa Köln'e varınca fotoğraf çektim.

Köln katedralinin önündeyiz. Bu katedralin yapımı 600 yıldan fazla sürmüş. Dünyadaki sayılı kiliselerden biriymiş. Burda daha detaylı bilgi var.

Bisikletleri katedralin önüne bağlayıp şehirde biraz dolaşıyoruz. 


Köln etraftaki şehirlere göre biraz daha kalabalık. Sokaklar da daha renkli.

Gezintinin sonunda bir kafeye oturuyoruz. Hendra Kölsch birasına kavuşuyor. Kölsch Köln'e özel açık renkli bir bira çeşidi. (Daha fazla bilgi.) Hendra'nın birasıyla beraber turumuz da bitiyor. Bisikletleri trene atıp Düsseldorf'a dönüyoruz.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder