5 Ekim 2013 Cumartesi

Avusturya-Lihtenştayn-İsviçre Bisiklet Turu 3


Sabah Ali benden önce uyanmış. Ben de yatak faslını biraz daha sündürerek kalktım. Yatak dediğim okuldaki bank işte. Ama çok rahat geliyordu o zaman.

Ben uyanana kadar Ali rota konusunda benim önerime uymaya karar vermiş. Bugün Zürih'e kadar gitmeye karar verdik. Devamını yarın düşüneceğiz. Akşam alışveriş yaptığımız benzinlikten bir şeyler atıştırıp yola koyulmak niyetindeyiz. Ben bir araç geçmeden yola çıktım pedala dokunmadan bayır aşağı kıvrılan yolda ilerlemeye başladım. Ali yola çıkacağı zaman yol yoğunlaşmış. Arabalara bakarken benim nereye gittiğimi de görememiş. Sonuçta ters yönde ilerlemeye başlamışız. Ali arkamdan gelmeyince önce biraz durup bekledim. Sonra gidip bakayım bir problem çıktı herhalde diye geri döndüm. Ali bıraktığım yerde yoktu. Etrafa baktım. Yanlış sapabileceği bir yolu gözüme kestirip var gücümle bastım pedala. Ali de doğru yoldaysam Koray ilerde bekler, yanlış yoldaysam da Koray arkamdan gelirse yetişsin diye yavaş gidiyormuş. Ama yokuş çıkıyor olmamız ve bendeki bisikletin yüklü olması yakalamamı zorlaştırıyor. Bağırıyorum sesim gitmiyor. Yoldaki diğer bisikletlileri bir bir geçiyorum. İnsanlar bağırdıkça nefesimin kesilmesine gülüyorlar. Sonunda sesimi duyurdum. Doğru yolumuza döndük.

12 km sonra Rapperswill kasabasındaydık. Öğlen olmuştu. 

8 Ağustos 2013 Perşembe

Avusturya-Lihtenştayn-İsviçre Bisiklet Turu 2

İlk gecemiz açık havada oldukça konforlu geçmişti. Sabah uyanınca elimizi yüzümüzü yıkayıp; toparlanıp yola düştük. 5-6km geçmeden gördüğümüz ilk markette kahvaltı için durduk. Ekmek, domates, lor peyniri ve içeceğe yaklaşık onar lira ödeyip kıçımızı tuta tuta çıktık marketten. Gerçekten çok pahalı memleket. 



Kahvaltıdan sonra İsviçre-Lihtenştayn sınırına gelmemiz yarım saat bile sürmedi. Ren nehri iki ülke arasında sınır olmuş.


7 Ağustos 2013 Çarşamba

Avusturya-Lihtenştayn-İsviçre Bisiklet Turu 1


Erasmus'un son günleriydi. Bir kaç hafta sonra Düsseldorf'taki evimi boşaltıp Münih'e amcamın yanına geçecektim. Aklımdan hiç çıkmayan "Daha nereleri gezebilirim acaba?" sorusuna yeni bir cevap bulmuş; bu cevabı da Ali'yle paylaşmıştım. Avusturya sınırına kadar trenle gidip bisikletle Avusturya'dan geçip Lihtenştayn'a varmak, sonrasında İsviçre içinde Eiger dağına ya da Zürih çevresine gitmek fikri, Alpler'de bisiklete binmek Ali'yi de heyecanlandırmıştı. Hemen hazırlıklara başladık. Biletler alındı. Konaklama sorunu çözüldü. Bisiklet siparişi verildi. 

7 Ağustos 2012 akşamı Ali Münih'e inmişti. O gece dinlenme ve planları gözden geçirmeyle geçti. Ertesi gün tur alışverişini yapmak için Münih'e gittik. Kask, km sayacı, zincir yağı vs aldık. İsviçre'de hostellerin fiyatlarının pahalı olduğunu bildiğimiz için çadır almayı düşünüyorduk. Ancak uygun fiyatlı çadır bulamayınca dağcılık tecrübemize de güvenip 4x4m çadır kumaşı aldık. Bisikletlerden çadır direği yapıp bir barınak yapabileceğimizi düşündük. Gün sonunda Ali'nin bisikleti hariç tura hazırdık. Sipariş ettiğimiz bisiklet henüz gelmemişti.



17 Ocak 2013 Perşembe

Uludağ - Keşiştepe Diamond Rotası


Tarih: 9 Nisan 2011 Aslında bu tarihlerde Geyve'ye gidip kaya tırmanmayı planlamıştık. Ancak yağmurlu hava bizi Uludağ'a yönlendirdi. Cuma gecesi İtüdak ekibiyle beraber yola çıktık. Sabaha karşı 4.40 gibi ikinci oteller bölgesindeydik. Wolfram teleferiği hattının sonuna yakın bir yere kampımızı attık. Ekibin bir kısmı su deposunda biz de fotoğraftaki çadırda kaldık. 

26 Kasım 2012 Pazartesi

Kapadokya Bisiklet Turu 3. ve 4. Gün



Ertesi gün sabahın ilk ışıklarıyla yoldayız. Biraz Niğde-Nevşehir yolundan gittikten sonra Çardak köyünden ara yola giriyoruz. Patates tarlalarının arasından traktörlerle beraber yolculuk edip bugünkü ilk durağımız olan Uçhisar Kalesi'ne varıyoruz. Bu kale bütün bölgeye hakim olan kayaların oyulmasıyla yapılmış. Heybetli bir yapı. Hemen dibinde de bir sürü hediyelik eşya satılan yer var. Fiyatlar da çok insafsız değil.

Kapadokya Bisiklet Turu 1. ve 2. Gün

Aslında bayram tatilini Antalya'da Geyikbayırı ve Olimpos'ta tırmanan arkadaşlarımla geçirmek niyetindeydim. Yine bisikletimle gidip dinlenme günlerinde etrafta dolaşmayı ve Geyikbayırı-Olimpos arasındaki yolu bisikletle almayı planlıyordum. Ancak havanın yağmurlu olması ve otobüs bileti almak için geç kalmam beni bu fikirden vazgeçirdi. Alternatif planlar yapmaya başladım. Bodrum-Marmaris, Fethiye-Kemer derken aklıma Kapadokya fikri geldi. Hemen bölgenin hava durumuna baktım. Güneşliydi. Yanıma arkadaş aramaya başladım. Bir arkadaşım ancak ailesiyle konuştuktan sonra söz verebileceğini söyledi. Ve sonra ailecek bir plan yaptıklarını bana katılamayacağını öğrendim. 23 ekim 2012 salı akşamı Batı Ankara Bisiklet Grubunun toplantısında Kapadokya Turu fikrimden bahsettim. Recep "Ben gelirim." dedi. Çağrı: "İşleri ayarlayabilirsem gelirim. Ayarlayamazsam da çadırı veririm." dedi. Ve 26 ekim cuma öğlen otobüse binecek şekilde planımızı yaptık. Rotamız Aksaray'dan başlıyordu. İlk gece Ihlara'ya varıp oraya kamp atacaktık. Sonrasında Gaziemir Yeraltı Kervansarayı-Derinkuyu Yeraltı Şehri-Kaymaklı Yeraltı Şehri ve Kapadokya Bölgesi vardı. İkinci üçüncü günleri planlamadık. Gezebildiğimiz kadar gezip yorulduğumuz yere kamp atacaktık.


Planımız yemek yeyip yola çıkmaktı ama bayram dolayısıyla her yer kapalı olduğu için yemek yiyecek bir yer bulmakta zorlandık. Sonunda tavuk dönerci bulup karnımızı doyurduk. Market alışverişimizi tamamladık. Vilayet'in önünde de hatıra fotoğrafı çekip yola koyulduk. Biz şehirden Ayrılırken akşam ezanı okunuyordu.

12 Ekim 2012 Cuma

Almanya-Lüksemburg Bisiklet Turu 1.Gün

Tur fikri arkadaşım İsmail "Bisikletle Lüksemburg'a gidebilir miyiz hacı?" sözleriyle ortaya çıktı. 15 gün sonra antrenmanlara başlamıştık bile. İsmail yıllar sonra ilk defa bisiklete bindiği gün 110k km'den fazla yol yaparak sert bir başlangıç yaptı bisiklete. Üç antrenman sonunda yola hazırdık.

Bulunduğumuz eyalet içinde ücretsiz tren kartımızın olması ve yolu fazla uzatmak istemememiz sebebiyle eyalet sınırında olan Dahlem kasabasına kadar trenle gidip devamında pedal çevirmeye karar verdik. Yolu yaklaşık 130 km hesapladık. Amacımız sabah erkenden yola çıkıp öğleden sonra Lüksemburg'a varmış olmaktı. İki gece geçirip üçüncü günün sabahında dönmeyi planlıyorduk. Bu plana göre www.couchsurfing.com sitesinden bizi misafir edebilecek kişilere mesaj attık. İki olumlu cevap alınca bir gece birinde bir gece diğerinde kalmaya karar verdik. Böylece daha çok insanla tanışıp kültürlerini daha iyi öğnebilecektik.


Haritada kullandığımız yollar işaretli



Yolda bizi çok sert bir rüzgar karşıladı. Belki bu tepenin ardında kesilir umuduyla asılıyoruz pedallara. Ama kesilmedi. Tüm tur boyunca karşıdan esti. Bayır aşağı giderken bile yavaşlatıp durma noktasına getiriyor bizi. 
Turdaki ilk uzun inişin ortalarında bir yer. Yola çıktıktan yaklaşık bir saat sonra.

Almanya-Lüksemburg Bisiklet Turu 2. Gün

İkinci gün sabahı geçit töreni için akşamki arkadaşlarımızla buluşup beklemeye başlıyoruz. 
Soldan sağa Macar ve Lüksemburglu

Burada dedelerin borusu ötüyor.

11 Ekim 2012 Perşembe

Düsseldorf-Köln Bisiklet Turu

Erasmus arkadaşlarımızın beraber bir şeyler yapalım demesi üzerine bu tura karar verdik. Hem yol yapmış sayılacak kadar uzun, hem yokuşsuz hem de trafiksiz bir rota seçtik. Düsseldorf'tan Köln'e kadar Rhine nehrinin kıyısından devam eden bisiklet yolunu kullanacaktık. Yolumuz yaklaşık 40km görünüyordu. Ekip şöyleydi: Ben, Danimarka'ya ve Lüksemburg'a beraber gittiğim arkadaşım İsmail, Merve, Fransız Marie, Rus Vitaly ve Endonezyalı Hendra. Hendra hariç herkes Erasmus Öğrencisi. Hendra da almanyada yüksek lisans yapmak istiyor o yüzden Almanca öğrenmeye gelmiş. Sabah Marie için Oğuz'un bisikletini ödünç almak üzere Oğuz'un yurdunda buluştuk. Başlangıç noktamız da burası oldu.

Ekip: Soldan sağa: Ben, Merve, İsmail, Marie, Vitaly, Hendra

Geçtiğimiz yol hemen hemen böyleydi. Almanlar Rhine nehri boyunca bisiklet yolu yapmışlar. Bu yolun bir kısmını kullandık.